Telefon ile danışma ve randevu için tıklayınız. Direkt Op. Dr. Oytun İdil ile görüşeceksiniz..
Rumeli cad. No:3 D:1 Nişantaşı, Şişli - İstanbul / Türkiye
Silikon baldır implantları ile bacak şekillendirme ameliyatı
Bu sitenin ana konusu, özel silikon baldır implantları (calf implant) ile bacak şekillendirmedir. Ben yağ enjeksiyonu yada dolgu maddelerinin enjeksiyonları ile bacak şekillendirme yapmıyorum, çünkü -kısa ve öz yazıyorum- dolgu yada yağ dokusu enjeksiyonu ile bacağı şekillendiremezsiniz.. Silikon implantlar ile, son derece etkili, dilendiğinde çıkarılarak geri dönülebilir ve kesinlikle allerji gibi yan etkileri olmayan sonuçlar elde edersiniz. Ayrıca yağ enjeksiyonundaki gibi zamanla erime de görülmez. Bu sebeplerden, silikon implantlar varken dolgu yada yağ enjeksiyonu gibi başka bir yöntem aramak tamamen gereksizdir.
Bu sayfada silikon implantlar ile bacak şekillendirme ameliyatı hakkında geniş ve ayrıntılı bilgi bulacaksınız. Öncelikle bacak anatomisinden kısaca bahsedeceğim.
Bacak anatomisi: Diz arkası, bacak kasları..
Bacak anatomisi, doktor olmayan kişiler için anlaşılması zor olsa da vücudun diğer bölgelerine göre nispeten basit bir yapısı vardır. Örneğin baldır bölgesinde bacağa şekil ve dolgunluğunu veren topu topu 3 kas vardır. Bacak estetiği açısından önemli damar-sinir yapıları da sayılıdır. Bu bölümde özellikle hastaların anlayabileceği şekilde basitçe dizarkası ve baldır bölgesinin anatomisinden bahsedeceğim..
İki bacak kemiğinin arkasında soleus kası ve bu kasın da arkasında, iki parça halinde gastrocnemius kası bulunur. Gastrocnemius kası, biri bacağın arka-iç kısmında, diğeri arka-dış kısmında bulunan 2 kas halindedir. Soleus ve bu iki gastrocnemius kaslarının lifleşen uzantıları aşağı doğru (ayak bileğine doğru) birleşerek aşil tendonunu oluştururlar. Aşağıdaki çizimde sağ bacak, baldır bölgesinin anatomisi görülüyor..
Aşağıdaki resme bakarken şunu bilmelisiniz: implantlar sadece gastrocnemius kasının 'kas' kısmında (aşağıda lif şeklinde devam eden kısmında değil), kas içi konur. Resimde kırmızı ile gösterilen alanda, kas içine yerleştirilmelidir yani.. İmplantlar sadece üstte kalan kas içinde kalmalıdır, aşağıda beyaz şekilde devam eden aşil tendonunun içine uzanmamalıdır.
Alttaki resimde (1) ile işaretli mavi renkli hat, diz arkasında iç kısıma yapılan kesidir ve bir çok çarpık bacak vakasında bacağın iç tarafına konan implantlar bu kesiden konur. (2) ile işaretli kesi ise diz arkasının dış kısmına yapılan kesidir ve sadece, bacağına 2 implant birden (biri iç tarafa, diğeri dış tarafa) konacak, çok ince bacaklı çocuk felci sekeli olan hastalarda yapılır...
Görüldüğü gibi çarpık bacak vakalarında iç taraftan (resimde 1 ile gösterilen yerden) implant koyarken, o bölgede herhangi bir sinir yada damar olmadığından, damar-sinir kesilmesi gibi bir ihtimal yoktur. Buna karşın, çocuk felci sekeli olan hastalarda bacağın dış tarafına implant yerleştirirken (resimdeki 2 no'lu kesi) peroneal sinirin korunması gerekir. Sinir, korunsa bile implant yerleştirilirken sağa-sola çekilmişse, bir kaç ay sürebilecek sinir zedelenmesi oluşabilir.
Bacak arkasında tam orta hatta çok önemli bir sinir yer alır: Siyatik sinir. İmplantların yerleştirilmesi için yapılan kesiler orta hatta uzatılmamalıdır. Orta hatta hiç bir kesi yapılmaz, implant yerleştirilmez. Siyatik sinir mutlaka korunmalıdır.
Resimde görüldüğü gibi, baldır bölgesinde 3 kas vardır: İç gastrocnemius kası (resimde 1 ile işaretli kısım), dış gastrocnemius kası (resimde 2 ile işaretli kısım) ve bunların altında yeralan Soleus kası.. Silikon bacak implantları sadece gastrocnemius kasının içine konur. Yalnız dikkat ediniz: 'kasın içine' konur diyorum. Yani implant yukarıda resimde görülen gastrocnemius kasının, sadece kas kısmının içine konur; aşağıya uzanan beyaz renkli lif kısmının (aşil tendonu) içine konmaz..
Videoyu aşağıda görüntüleyemiyorsanız YouTube de izlemek için buraya tıklayınız..
İmplantların giriş yeri: Diz arkası
Çarpık bacak vakalarında: Bu vakalarda genellikle sadece bacağın iç kısmına tek implant konması yeterlidir (her bir bacağa birerden, toplam 2 implant). Bu implantlar yukarıdaki resimde (1) ile işaretli yerden; diz arkasının iç kısmından konur.
Çocuk felci sekeli olan vakalarda: Hasta, çocuk felci sekelli, bir bacağı diğerine göre çok ince bir hasta ise ince olan bacağına, biri iç tarafa, diğeri dış tarafa olmak üzere iki implant koymak gerekebilir (illaki gerekir demiyorum; bazen felçli bacağa tek implant da yeterli olur). Bu hastalarda iç tarafa konan implantlar yukarıdaki resimdeki (1) numaralı yerden, dış tarafa konan implantlar resimdeki (2) numaralı yerden konur. Bacağın dış tarafına konan implantlar yerleştirilirken yukarıda bahsettiğim gibi Peroneal sinirin korunması gerekir. Sinir, korunsa bile implant yerleştirilirken sağa-sola çekilmişse, bir kaç ay sürebilecek sinir zedelenmesi oluşabilir. Bu arada bu hastaların çocuk felçli olduklarını unutmayınız; yani korumamız gereken sinirler aslında çalışmıyor olabilir ve hasta bu yüzden ayağını sürüyerek yürüyor olabilir. Yine de bu sinirleri tüm yürüme potansiyelini kaybetmemek için korumak gerekir.
Bu hastalarda genelde bir bacak, diğerine göre daha incedir ve genellikle ince olan bacağın diğerine eşitlenmesi gerekir.
DİZ ARKASINDA DİKİŞ İZLERİ KOYU RENKLİ KALMAYA MEYİLLİDİR AMA NEDEN; VE BUNA KARŞI NE YAPIYORUZ?
Klasik plastik cerrahi kitaplarında şöyle yazıyor: "Diz arkasından yapılan ameliyatlarda izler koyu renkte kalabilir, çünkü diz arkası bölgesinde cildin özelliği yüzünden dikiş izleri koyu renkte kalmaya meyillidir. Bu yüzden ameliyattan önce renk açıcı kreme başlanması önerilir.." Bu bilginin tamamen yanlış olduğunu düşünüyorum. Tecrübeme göre o bölgede izlerin koyu renkte kalmasına yolaçan şey, kanama sırasında ciltaltına yayılan kandır. Tamam, ciltaltına kanın yayılması bu bölgenin cildinin bir özelliği ama, izlerin koyu kalmasına sebep olan şey cildin iyileşmesindeki bir problem değil. Pigmentasyonla da alakası yok; bu yüzden renk açıcı kremler de bir işe yaramaz. Cilde kesi yapıldığında oluşan en ufak bir kanama, bu bölgede hemen ciltaltına yayılıyor. Kandaki oksijen taşıyan molekül olan hemoglobin içeriğindeki demir elementi cilde oturuyor. Demir, cilde koyu renk veriyor. Dikiş yerinde izler genişçe ve koyu renkte kalmışsa bunun sebebi ciltaltı dokuya oturan demirdir.
Ameliyat sırasında kesi yerinde kanama olmuş ve bu yüzden dikiş izleri koyu kalmış bir hasta. Bu hastanın bu koyu alanları çıkarıldı ve kesi yeri yeniden dikildi. Böylece izlere düzeltme yapıldı..
Bunu önlemek için ne yapıyoruz?
Diz arkasında izlerin koyu renkte kalmasının sebebi, ciltaltına yayılan kandaki demir elementi olduğundan, bu bölgeye kesi yaparken kanama olmasını önlemek gerekiyor. Hiç kanama olmamalı. Bu yüzden öncelikle bu alana adrenalin içeren bir ağrı kesici enjekte ediyoruz ve 10 dakika kadar bekliyoruz. Bu süre içinde ilaç etkisini gösteriyor ve bölgedeki kılcal damarlar büzüşerek kapanıyor. Kesi yapılırken kanama olmuyor. Hala kanayan ince damarlar varsa bunları da koter dediğimiz aletle dağlıyoruz. Sonuçta diz arkasından yapılan ameliyatlarda izin güzel ve olabildiğince belirsiz iyileşmesini sağlamak için kesi yaparken hiç kanama olmamasına gayret ediyoruz.
Ameliyat sırasında kesi yerinde kanamanın önlendiği bir hasta.. Görüldüğü gibi kanama önlenirse izler çok belirsiz kalıyor..
Kitaplardaki bilgi yanlıştır. Dikiş izlerinin koyu kalmasının pigmentasyonla alakası yoktur. Bu yüzden renk açıcı kremler işe yaramaz. Kesi sırasında kanamayı önlerseniz neredeyse hiç iz kalmaz.
Çocuk felci vakalarında her iki bacağı tam eşit hale getirmek zordur. Bu vakalarda amacımız iki bacak çapını santimi santimine eşitlemek değildir. Önemli olan, asimetriyi dikkat çekmeyecek kadar azaltmaktır. Tam eşitlemeye söz vermemek gerekir. İmplant, bacağa konduktan sonra ilk bir kaç gün biraz ağrılı geçer. Bunun sebebi, implantın kas içinde sıkışmasıdır; çünkü kasın çevresindeki kas zarı esnek değildir. Zamanla kasın çevresindeki esnek olmayan kas zarı gevşer ve implantın bacağı kalınlaştırmasına izin verir. Bu yüzden ameliyattan sonra 3-6 ay içinde bacağın çapı biraz daha artar. Kasın fasyası gevşer ve implantın bacağı kalınlaştırmasına biraz daha izin verir. Yani, çocuk felci vakalarında her iki bacak arasındaki asimetriyi düzeltmek için bacak implantı yerleştirdiğinizde ameliyattan sonra hemen sonucu göremezsiniz. Aradan bir kaç ay geçmesi ve implantın bacağı biraz daha kalınlaştıması gerekir. Ben bu hastalara şöyle diyorum: "Bacağın en kalın olduğu yerden mezura ile ölçüm alın.. Bunu bir yere not alın. Aradan 3-6 ay geçsin, aynı ölçümü tekrar alın. Bacağın aylar içinde biraz daha kalınlaştığını göreceksiniz".. Bu dinamik gelişmeler yüzünden ameliyattan 6 ay sonra her iki bacak arasında santimi santimine eşitlenme olacağını söylemek zordur. Bu yüzden çocuk felci vakalarında amacımız aslında asimetrinin dikkat çekmeyecek hale getirilmesidir; iki bacağı santimi santimine eşit hale getirmek değil...
İmplantların yerleştirildikleri alanlar: Gastrocnemius kası içi yada bu kasın zarının altı (kas üstü)..
Fasya altı (kas üstü, kasın zarının altına): Bu seçenekte, implant aslında kasın dışında; kasın zarının altındadır. Bu ameliyatta klasik olarak implantların konduğu 2 alandan biridir. Bu yöntemde kas lifleri arasında boşluk oluşturulmasına gerek kalmadan kas ile kas zarı arasına implant yerleştirilir. İmplantların fasya altına yerleştirmenin bir kaç kötü yanı vardır. Öncelikle implant kasın üzerine yerleştirildiğinde yer değiştirmeyeceği garanti edilemez; kasın üzerinde olduğundan kas içine konan implantlardaki gibi matruşka bebek etkisi olmaz, implant yer değiştirebilir. Ciltteki dikiş hattı ile implant arasında sadece kas zarı olduğundan, implant bu dikiş hattını zorlayabilir. Ayrıca çok nadiren de olsa ameliyattan sonra aylar-yıllar geçtikçe implant, dışarıdan görülebilecek hale gelebilir. Yıllar içinde kasın zarını gevşetip implantın kenarları farkedilir hale gelebilir (skeletonize olabilir). En azından kas içi yerleşimde bu ihtimal hiç yokken, kas zarı altına konan implantlarda az da olsa böyle bir ihtimal vardır. Bu alana implantın konması daha kolaydır ama komplikasyon ihtimali yüksek olduğundan ben şahsen bu alana implant konmasını tavsiye etmem..
Aşağıda fotoğrafları görünen hasta bana geldiğinde görüntü soldaki gibiydi. Hasta, başka bir cerraha baldır implantı ile bacak estetiği ameliyatı olmuş. Ameliyatta implantları fasya altına konmuş. Fotoğrafta göründüğü gibi implant dışarıdan farkedilebiliyor; çünkü implantın üzerinde sadece kas fasyası (zarı), ciltaltı yağ dokusu ve cilt var. Halbuki, implant kas içi yerleştirilseydi dışarıdan farkedilmesi mümkün olmazdı. Biz hastanın revizyon ameliyatını yaptık ve implantı fasya altından alıp, bacak kasının içine yerleştirdik. Sağdaki fotoğrafta hastanın revizyon ameliyatından sonraki görünüşünü görüyorsunuz. İmplant kas içinde olduğundan, artık implantın dışarıdan görülme ihtimali sıfırdır..
Kas içi (gastrocnemius kası içine): İmplantlar kas içi konduğunda (hastaya uygun implantlar seçilmişse) kesinlikle sorun çıkartmaz. İmplantlar kas içi konduğunda aynen rusların matruşka bebeklerindeki gibi bir durum ortaya çıkar. Kasın içinde, daha küçük ama aynen kas şeklinde bir implant bulunur ve kasın en doğal şekliyle büyümesi sağlanmış olur. İmplantlar bu haliyle tamamen kasın ortasında yer aldığından hem sonuç doğal olur hem de implantlar sağa sola kaymaz. Aşağıdaki matruşka fotoğrafına bakınız; içteki matruşka bebeği nereye kayabilir? Diğer matruşka bebeğinin içindeyken hiç bir yere kayamaz.. Ameliyatta kas lifleri aralanarak kasın içinde, boylu boyunca, implantın yerleştirileceği bir boşluk oluşturulur. Kas lifleri kesilmediği, aralandığı için kanama hiç olmaz.
İmplant yerleştirildiğinde tamamen kasın içinde kalır. Kasın içine konan implant, aynı rus matruşka bebeklerine benzer. Rusların matruşka bebeklerinde de bebekler içiçe geçmiştir. En büyük bebeğin içinden bir boy küçüğü, onun içinden de bir boy daha küçüğü çıkar. Baldır implantları da kasın içine yerleştirildiklerinde bu matruşka bebeklere benzerler. İmplantı kas içine yerleştirmek (İdil disektörü ile) şaşılacak derecede kolay ve kansız bir ameliyattır. İmplantı kas içine koymanın en büyük avantajı ise implantın başka bir yere kaymasının yada dikiş yerini zorlamasının mümkün olmamasıdır. Kas içi konan implantlar (hastanın boyuna, bacak boyuna uygun ebatlarda ise) kesinlikle yer değiştirmez ve dikiş hattından dışarı çıkmazlar. Kas içi konan implant içeri konarken aralanan lifler mutlaka dikilir ve implantın giriş yeri kapatılmış olur. En doğal sonucu kesinlikle kas içi yerleşim verir.
İNCE UÇLU MAKASLAR KESMEK İÇİN KULLANILMAZ! AKSİNE, DOKULARI KESMEMEK, ARALAMAK İÇİN KULLANILIR!
Bu gibi kas içi implantları yerleştirirken çok ince uçlu makaslar kullanıyoruz; ama makasları kesmek için kullanmıyoruz! Normalde bir makas iki ucu kapatılırken kesmek için kullanılır. Biz bu ameliyatlarda tam tersini yapıyoruz. Makasın ucu kapalı iken, ucunu kasın lifleri arasına yerleştiriyor, makasın ucu kas lifleri arasındayken açıyoruz (zaten bu yüzden ince uçlu makas kullanıyoruz; ucunun kas lifleri arasına girebilmesi gerek). Yani dokuları kesmek için değil, tam tersine, hiç zarar vermeden kas liflerini aralamak için kullanıyoruz. Bu sayede bu ameliyatta dokulara hiç zarar verilmediği gibi kanama da olmaz. Bu yüzden bu ameliyat, dokulara hiç zarar verilmeyen, nerede ise cilde yapılan kesi dışında hiç kesi yapılmayan bir ameliyattır.
Bacağın toplardamarları
Venler (toplardamarlar): Bacaklarda derin ve yüzeyel olmak üzere 2 toplardamar sistemi bulunur. Bacak kasları içinden geçen ve derin sisteme ait olan büyük venler (toplardamarlar) vardır. Bacağa silikon implant yerleştirirken kesi yapılmadığından, kas lifleri aralanarak konduğundan bu damarlar yaralanmaz; ama silikon implantlar konduktan sonra bir süre, uzun süre ayakta kalmakla ayaklarda şişmeler olabilir. Bunun sebebi, silikon implantların bacak toplardamarlarını sıkıştırmasıdır. Bu gibi şikayetler, genellikle ilk 2-3 ay içinde, kas zarının gevşemesi ve toplardamarların rahatlaması ile yavaş yavaş kaybolur. Bazı cerrahlar, hastalarına ameliyattan sonra uzun süre varis çorabı giymelerini tavsiye ederler. Ben şahsen buna gerek görmüyorum. İlk 2-3 ay içindeki gelip-geçici şişmeler, yavaş yavaş kaybolur, kalıcı hale gelmez. Ameliyattan sonra ilk aylarda özellikle ayakta çalışan hastalarımızdan (örneğin öğretmen, doktor, tur rehberi, hostes) bu tür şikayetler alıyorum, ama bu durumun geçici bir durum olduğunu anlatıyorum. Genellikle ameliyattan sonraki ilk ayın sonunda bu durum düzelmiş oluyor.
Bu arada daha önceden varisleri olan hastalarda bu ameliyat bacak toplardamarlarını sıkıştıracağı için varislerde belirginleşmeye yolaçabilir. Varisleri olan hastalarda varislerin belirginleşmesi şaşırtıcı olmaz.
İmplantların hiç yerleştirilmemesi gereken dört anatomik bölge
Ciltaltına yerleşim: Ciltaltına kesinlikle implant konmaz. Konursa implantın tüm kenarları dışarıdan belli olur, görünüm hiç doğal olmaz.. İmplantların ciltaltına konması genellikle bu ameliyat konusunda tecrübesi olmayan cerrahların düştüğü bir hatadır.
Bacağın yüzeyel fasyasının altına yerleşim: Bu ameliyat konusunda tecrübesi az cerrahların en sık düştükleri hatadır. Yüzeyel fasyayı, derin sanarak implant yüzeyel fasya altına konursa neredeyse cilt altına konmuş gibi olur. İmplantın kenarları dışarıdan belli olur..
Soleus kası içine yerleşim: Fonksiyonel olarak soleus kası, yürüme ve koşmaya daha fazla katkıda bulunur; asıl yürüme ve koşma kasıdır. Bu yüzden implantlar soleus kası içine konursa yürüme etkilenebilir. Ayrıca soleus kası, bacağın arka tarafında ve ortada bulunduğundan, bu kasın içine konan implant çarpık bacak görünümünü düzeltmez. Çarpık bacak görünümünü düzeltmek için implantlar iç tarafda bulunan gastrocnemius kası içine konmalıdır; yani bacağın iç tarafına doğru konmalıdır. Soleus kası ise orta hatta bulunur. Bu yüzden soleus kası içine implant yerleşimi önerilmez.
Kemiğe yakın yerleşim (soleus kasının da altına; kemiğin hemen üzerine yerleşim..): Baldır implantları, bacaktaki kas grubunun (gastrocnemius ve soleus kaslarının) altına, bacak kemiklerinin üzerine yerleştirilmişse (çok derin) dışarıdan görünüm kötü etkilenmez (protez dışarıdan belli olmaz ama sonuç istendiği gibi de olmaz) ama hastada çok uzun süren, bazen de hiç geçmeyen sızlamalara yolaçar. İmplantlar kemiğe temas ettikçe ağrıya yolaçacaktır. Bu implantları, çok derine kondukları için çıkartmak ta zordur. Böyle bir iki vakam oldu. Başka bir klinikte ameliyat olmuş, istediği sonucu elde edememiş hastalar bana başvurdu, implantların değişimini, yeniden yerleştirilmesini planladık. İmplantları çıkartmak aşırı zor oldu. İmplantlar soleus kasının da altına, kemiklerin üzerine konmuşsa, çıkartması çook zor oluyor. Bu yüzden artık implant değişimi için bana başvuran hastalardan baldır bölgesinin bilgisayarlı tomografisini (BT) istiyorum. Bu filmde implantların nereye konduğu net olarak görülüyor. Böylece implantlar çok derine konmuşsa artık sürpriz yaşatmıyorlar bana. Filmde, implantların kemik üzerinde (çok derinde) olduklarını görürsek, ameliyata hazırlıklı giriyorum..
Bu konuda tecrübelerime dayanarak en doğru yerleşimin gastrocnemius kas içine yerleşim olduğunu söyleyebilirim. İmplantlar, kas içine konduklarında kesinlikle yer değiştiremezler, dikiş hattını zorlayarak dışarı çıkamazlar; görünüm, olabilecek en doğal şekilde olur ve kesinlikle implantlar dışarıdan belli olmaz. Zaten mantıken de en doğru yerleşim kas içi olmalıdır: büyütmeye çalıştığımız kası, tam içine (ortasına) implant koyarak büyütmek en doğrusudur.
Bana çok sorulan bir soru, implantların başka yerlere kayma, yer değiştirme ihtimalinin olup olmadığıdır.. Bu implantların konması gereken yer gastrocnemius kasının tam içidir. Kasın içine, kasın şeklinde ufak bir modelini yerleştiriyor, böylece en doğal şekilde büyümesini sağlıyoruz. Bu durum, aynı rusların matruşka bebeklerine benzemektedir. Matruşka bebeklerin içinde büyük olanın bir ufağı, onun içinde bir ufağı, onun içinde de daha da ufağı bulunur. Aynı matruşka bebekler gibi kasın içindeki implant da bir yere kayamaz, yer değiştiremez; çünkü kayabileceği bir alan yoktur. Matruşka bebeklerin içindeki ufak olan da bir yere kayamaz, çünkü zaten kendisinin bir büyüğünün içinde bulunmaktadır ve gidebileceği bir yer yoktur..
Ameliyat
Bu ameliyat ilk kez 1975 yılında A.B.D. de yapılmış, seri şekilde üretilen ilk baldır implantları 1979 yılında üretilmeye başlanmıştır.. O yıldan bu zamana kadar, artık ameliyat tekniği iyice oturmuş, ameliyatın riskleri, sonuçları tam olarak belli olmuştur.
Ameliyat genel anestezi ile yapılır. Hasta ameliyat sırasında yüzüstü yatırılacağından, ameliyat masasına alınmadan sedye üzerinde narkoz verilir ve uyuduktan sonra yandaki ameliyat masasına devrilerek yüzüstü yatırılmış olur.
Her iki bacak dizüstüne kadar dezenfektan ilaçla çepeçevre silinerek steril örtülerle örtülür. Hasta, tek bacağından ameliyat olacak (örneğin çocuk felci sekelli) bir hasta olsa bile 2 bacak birden silinerek hazırlanır; çünkü ameliyat sırasında iki bacağı yanyana görmek simetriyi sağlamak açısından önemlidir. Örneğin aşağıdaki fotoğrafdaki hasta görüldüğü gibi çocuk felci sekeli olan, sol bacağında gelişme gerliği olan bir hastadır. Bu hastada sadece sol bacağa implant konacak ama simetriyi görebilmek için iki bacak da ameliyat edilecek gibi hazırlanmıştır. Böylece sol bacağa implant konduktan sonra iki bacak arasındaki simetri değerlendirilebilecektir.
Diz arkasında kesinin yapılacağı yer işaretlenir.
Bu hat üzerine kanamayı azaltıcı bir iğne yapılır ve etkisini göstermesi için 10-15 dakika beklenir..
Diz arkasında planlanan kesi yapılır ve hemen gastrocnemius kasının (baldır kasının) zarı görünür. Aslında teknik olarak, implant, bu kas zarının hemen altına konabilir ama bence kas zarının altına değilde, kasın tam içine yerleştirmek daha doğal sonuç veriyor.. Bu ameliyat neredeyse kansız ve cilt dışında hiç bir dokunun kesilmediği bir ameliyattır..
Bu kasın zarına kısa bir kesi yapılır. Zar tabakası geçilince karşımıza direkt gastroknemius kası çıkar.
Kas lifleri ince uçlu bir makas yardımıyla aralanır. Burada şu noktaya dikkatinizi çekerim. Biz burada makası kesmek için kullanmıyoruz, tam aksine makası kesmemek için kullanıyoruz. Makası kapalı iken, ucunu kas lifleri arasına yerleştirip, ucu liflerin arasındayken açıyoruz (zaten bu yüzden ince uçlu makas kullanıyoruz; ucunun kas lifleri arasına girebilmesi gerek). Böylece, kas lifleri zarar görmeden aralarında bir boşluk açılıyor. Özel bir alet yardımıyla (adıma patentli İDİL DİSEKTÖRÜ) kas boyunca kas lifleri aralanarak implantın konacağı boşluk oluşturulur.
İmplantın konacağı boşluğu oluşturmak için uygun cerrahi aletler bugüne kadar yoktu. Ameliyat hep eldeki cerrahi aletlerle yapıldığından çok zorluklar çekiyorduk. Bu yüzden işimizi kolaylaştırmak için kendi özel cerrahi aletimi (İdil disektörü) tasarlamak zorunda kaldım.. Bu sayede ameliyatı çok daha kontrollü olarak bir saat içinde bitirebiliyorum..
Bu ameliyat, hiç bir dokuya zarar verilmeyen, tamamen geri dönülebilen (ne zaman isterseniz implantlar çıkarılabilir ve bu size zarar vermez), kanamasız bir ameliyattır.
2016 yılında estetik cerrahi kongresinde yaptığım sunum videosu.. Bu kongrede baldır implantları ile bacak estetiği ameliyatları için geliştirdiğim "idil baldır disektörü"nü sunmuştum. Videoda disektörün kullanılışı görülüyor. Gördüğünüz gibi bu alet sayesinde ameliyat tamamen kansız geçiyor..
Videoyu aşağıda görüntüleyemiyorsanız YouTube de izlemek için buraya tıklayınız..
Adıma patentli "İdil disektörü" sayesinde bir bacağa implant yerleştirmemiz ortalama 8-10 dakika sürüyor. Her iki bacağın ameliyatı toplamda 30 dakika içinde bitiyor. Tüm ameliyatlarımızı GoPro ile videoya alıyoruz. Burada ilk bacağın ameliyatını bitirince hemşireme kameranın kaçıncı dakikada olduğunu soruyorum. Cevabı: "Sekiz!" İlk bacağın ameliyatı 8 dakikada bitmiş. Tüm ameliyat (baştan sona) 30 dakika civarında bir vakit alıyor..
Videoyu aşağıda görüntüleyemiyorsanız YouTube de izlemek için buraya tıklayınız..
Bir başka bacak estetiği ameliyatının 11. dakikasından 5 saniyelik bir kesit.. Hastanın sağ bacağına implantı yerleştirmemiz 11 dakika aldı.. Açıkcası biraz uzun sürmüş.. Normalde 8 dakikada bitiyor.. Diğer bacağı da yapıp ameliyatı bitirdiğimizde kameranın sayacı 35 dakikayı gösteriyordu.. Bu ameliyatı bu kadar pratik hale getiren benim tasarımım olan patentli "idil bacak disektörü" dür.. Bu alet sayesinde ameliyat tamamen kansız, çok çabuk ve kolay oluyor. İmplantı tam istediğimiz yere (kas içi) yerleştiriyoruz.
Videoyu aşağıda görüntüleyemiyorsanız YouTube de izlemek için buraya tıklayınız..
Bacak estetiği ameliyatının 8. dakikasından 5 saniyelik bir kesit.. Hastanın sağ bacağına implantı yerleştirmemiz 8 dakika aldı.. Diğer bacağı da yapıp ameliyatı bitirdiğimizde kameranın sayacı 42 dakikayı gösteriyordu.. Toplamda biraz uzamış (normalde bu ameliyat baştan sona 30-35 dakikada bitiyor), ama bir cerrah arkadaşımız ameliyatı izlemek için konuk olmuştu. Ameliyatı yaparken bir yandan da ona bilgi verince ameliyat biraz uzadı. Bu ameliyatı bu kadar pratik hale getiren benim tasarımım olan patentli "idil bacak disektörü" dür.. Bu alet sayesinde ameliyat tamamen kansız, çok çabuk ve kolay oluyor. İmplantı tam istediğimiz yere (kas içi) yerleştiriyoruz. "İdil bacak disektörü" bu ameliyat için tam bir kilometre taşı, tam bir dönüm noktası oldu. Bu disektörü isteyen arkadaşlar Elektron medikalden temin edebilir. Patent kullanımını elektron medikale bedelsiz verdim, herhangi bir kazancım yoktur. Onlar da sağ olsunlar bu aleti son derece cüzi bir ücrete üretip satıyorlar. Bu alet, tüm plastik cerrahi camiasına hediyemiz olsun. İşleri son derece kolaylaştırıyor. Ayrıca diğer silikon ameliyatlarında da (meme, popo, kol) kullanılabiliyor..
Videoyu aşağıda görüntüleyemiyorsanız YouTube de izlemek için buraya tıklayınız..
İmplantlar, yerleştirilirken bir takım zorluklarla karşılaşılabilir. Özellikle asimetrik ve büyük hacimli implantları yerleştirmek zordur; çünkü asimetrik implantlar yerleştirilirken ince tarafları aşağı (topuk tarafında) olmalıdır. İnce tarafları aşağıya gelecek şekilde yerleştirilirken doğru konmazlarsa ince olan uç kısmı kıvrılabilir. Bu implantların ucunu kıvrılmadan, düzgün yerleştirmek ustalık ve tecrübe ister. Bu iş için özel yapılmış cerrahi aletleriniz de varsa asimetrik implantları yerleştirmek çok daha kolay olacaktır.
Benim bu ameliyat için kendi özel cerrahi aletimi yaptırmamın bir sebebi de bu asimetrik implantları yerleştirmede yaşadığım zorluklar idi. Aşağı gelen ucu daha ince olan asimetrik implantlar yerleştirilirken ince olan alt uçları kolayca kıvrılıyordu. Bu yüzden kendim için özel bir cerrahi alet (İdil disektörü) yapmam gerekti.
Ayrıca bu ameliyat, çalışılan yer itibarıyla da diğer tüm ameliyatlardan farklıdır. Bacakta dizin arkasında, 3-4 santimlik bir kesi yapılmakta, bacak boyunca yaklaşık 30 santim uzunluğunda bir alanda çalışılmaktadır. Varolan cerrahi aletlerin hiç birisi böyle ince ve uzun bir alanda çalışmaya uygun değildir. Bu yüzden yıllar içinde bu ameliyatlar hakkında tecrübe kazandıkça çeşitli cerrahi aletler geliştirmeye başladım. İdil disektörüne bir kaç modifikasyondan sonra son şeklini verip patente başvurdum. İlk başvurumda patentini aldım. İdil disektörü için ayrıntılı bilgi için "İdil disektörü" sayfasına bakınız.
İmplant kas içine yerleştikten sonra kasın aralanan lifleri dikilir, kasın üzerindeki fasya dikilir, ciltaltına dikişler atılır, subdermal dikişler atılır ve cilde de eriyen dikişlerle estetik-gizli dikiş atılır. Bu sayede kesi hattı 5 kat dikilmiş olur. Cilde atılan dikiş, estetik ve gizli olduğundan; ayrıca eriyen iplikle atıldığından, dikiş aldırmaya gerek yoktur.
Ameliyatın ne kadar kansız ve hastaya zarar verilmeyen bir ameliyat olduğu yukarıdaki resimlerde görülüyor. Altta da, ameliyatın başından sonuna kadar bir vakamızda kullandığımız gazlı bezleri görüyorsunuz. Biri sol bacağa, diğeri sağ bacağa implant konurken kullanılmıştır. Ameliyatın toplam kanaması bu kadardır. Sanırım bu ameliyat estetik ameliyatlar arasında en az kanama ile yapılan ameliyattır. Ayrıca cilt dışında bir doku da kesilmemektedir..
Bacaklar, ayak parmaklarından dize kadar özel bir bandajla sarılır. Bu bandaj, hem bacaklarda ödem oluşmasını önler, hem de hastanın duyacağı ağrının daha az olmasını sağlar. Hasta, ameliyat olduğu akşam ayağa kalkıp tuvalete gidebilir. Bacaklar sarılı olmasa, hasta yürürken kasın içine konan implantlar hareket edecek ve ağrıya yolaçacaktır. Bacaklar sarılı olduğunda ise implantlar sabit duracağından hasta daha az ağrı hisseder.
Kansız ve kısa süren bir ameliyatta hasta neden bir gece hastanede yatırılıyor?
Bu ameliyat neredeyse hiç kanama olmayan, çok kısa süren, hastanın çok hafif anestezi aldığı bir ameliyattır. Buna rağmen hastayı mutlaka bir gece hastanede yatırıyoruz. Neden? Çünkü ameliyatta konan implantları kas içi koyuyoruz; dolayısıyla bu kas (gastrocnemius kası-baldır kası) geriliyor. Bu gerilme de ağrıya yolaçıyor. En çok bilinen kas gerilme ağrısı gaz sancısıdır, herkes gaz sancısının ne kadar kıvrandırıcı olduğunu bilir. Gaz sancısında gazla şişen ve gerilen barsak kasıdır. Kas gerilme (spazm) ağrıları şiddetli ve kıvrandırıcıdır. Bu yüzden, kas içi implant konan hastalarda (popo implantı, baldır implantı, kasaltı meme implantı..) ameliyat oldukları ilk akşam şiddetli ağrı olur. Bu hastaları ilk akşam hastanede yatırmak ve damardan güçlü ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler vermek gerekir. Ertesi sabah genellikle ağrı azalmış olur ve hasta yürüyerek evine gönderilebilir. Evde, hastanın kullanacağı ağrı kesici tabletler, ağrısını kesmeye yetecektir.
Ameliyatınız baştan sona kayıt altına alınıyor. Dilerseniz daha sonra izleyebilirsiniz.
Yaklaşık 9 senedir tüm ameliyatlarımızı, baştan sona video kayıt altına alıyoruz. Bunu hastalarımız için bir güvenlik kamerası gibi düşünüyoruz. Ameliyatlarda tüm işlemler, hastanın ameliyat sahasının hazırlanması, ameliyatın gerçekleştirilmesi, dikişlerin atılması vs tüm işlemler video ile kayıt altına alınıyor. Özellikle silikon implant kullandığımız ameliyatlarda, orjinal implantların orjinal kutusunun açılması, uygun şekilde antibiyotikli serum ile yıkanması kaydediliyor.
Bu video kayıtlarının bir önemi de ileride eğer bir sorun yaşarsanız, herhangi bir komplikasyon yaşanırsa, video kayıttan ameliyatın ilgili noktasında ne yapıldığına dönülüp video kayıtlarından bakılabilmesidir.
Videoyu aşağıda görüntüleyemiyorsanız YouTube de izlemek için buraya tıklayınız..
Ameliyat sonrası bakım ve kontrol
Hasta taburcu edildikten sonra 3 gün evinde istirahat eder. Evde kısa yürüyüşler yapabilir, tuvalete gidebilir...
Hasta 3. gün kontrole çağrılır. Genellikle 3. gün hasta kontrole gelirken halen kısa adımlarla yürümektedir (hastaların nasıl yürüdüklerini görmek istiyorsanız iyileşme ile ilgili sayfadaki videolara bakınız..). Bacaklardaki sargılar açılır. Diz arkasındaki dikiş hattının pansumanı yenilenir. Bacağın sargısı yenilenmez. Bugünden sonra hastanın yürüyüşü hızla düzelir. Kontrolden sonra hastaya özellikle kısa yürüyüşler tavsiye edilir.
Yürürken baston yada yürüteç kesinlikle kullanılmaz. Bu gibi yardımcı aletlere alışan hastanın yürüyüşünün normalleşmesi gecikir...
Diz arkasındaki dikiş hattında görülür bir dikiş yoktur. Dikişler eriyen ameliyat iplikleriyle gizli olarak atılmaktadır, alınmalarına gerek yoktur.
Hasta bundan sonra 3-4 gün içinde normal yürüyüşüne kavuşur.
Hastalar genellikle ameliyat sonrası dönemde dolgu ve yüksek topuklu ayakkabılarla daha rahat ettiklerini söylüyorlar (iyileşme sayfasındaki videolara bakınız). Topuk kısmının yüksek olması, baldır kasını gevşek tutacağından ilk günlerdeki ağrıların azalmasını sağlar. Ayakkabının topuk kısmının ince olmaması, dolgu olması ise yürürken denge sağlamayı kolaylaştıracaktır.. Aşağıdaki ayakkabılar bu tarz ayakkabılara örnektir. Bu ameliyatı olmayı düşünüyorsanız bu tip bir ayakkabıyı, iyileşme döneminde giymek için hazırlamanız önerilir.
Hemen ameliyattan sonraki dönemde göreceğiniz sonuç, ameliyatın nihai sonucu değildir. Aylar içinde kas içine konan implant yavaş yavaş, baldır kasını saran zarını (fasya) gevşetecek ve baldırın biraz daha hacim kazanmasını sağlayacaktır. Konan implantın büyüklüğüne göre 3-6 ay içinde bacak çapı bir kaç santim daha artacaktır. Bu sırada bacaktaki gerginlik gevşeyecektir. Bu durum aynı, yeni bir ayakkabı almaya benzer. Yeni bir ayakkabı aldığınızda da ayakkabı, hemen ayağınıza oturmaz. Giydikçe ve haftalar geçtikçe ayakkabı yumuşayacak ve ayağınızın şeklini alacaktır. Ameliyatın sonucunu almanız da bunun gibi 3-6 ay alır. Bu süre içinde kas içindeki implant, kasın üzerindeki fasyanın gevşemesini sağlar, kas içinde yuvasına iyice yerleşir ve ameliyatın yolaçtığı sertlikler yumuşar..
Ameliyat olan bazı hastalar, ameliyattan sonraki ilk 2 ay içinde ayaklarında zaman zaman şişmeden bahsetmektedirler. Özellikle hostes ve tur rehberi olan hastalarımız ameliyattan sonraki 1-2 ay içinde uzun süre ayakta kalmakla (uzun uçuşlardan yada uzun turlardan sonra) bacaklarında ödem oluşmasından şikayet ederler. Bu durum geçicidir. Genellikle 2. aydan sonra ayaklarda şişme, ödem kalmaz..
Mümkünse hastalar 6-12 ay sonra kontrole çağrılır ve kontrol resimleri alınır.
Bu hastalarda ayakkabı numaralarındaki asimetri düzeltilemiyor. Bacak kısalığı eğer ortopedik dolgulu yada topuklu ayakkabılarla idare edilemeyecek kadar ciddi ise bacak uzatma ameliyatları yapılabiliyor. Bu ameliyat yöntemine İlizarov deniyor. İlizarov, ortopedi uzmanlarının uyguladığı uzun süren bir tedavidir ve en az 2 ameliyat olmayı gerektirir. İlizarov ameliyatlarını biz plastik cerrahlar yapmıyoruz. Bu konuda geniş bilgi için tıklayınız.
Bu hastalarda biz plastik cerrahlar, bacak için hazırlanmış özel silikon baldır implantlarını kullanarak, bacak kalınlaştırma yaparak her iki bacak arasındaki asimetriyi gideriyoruz. Bu ameliyat sırasında en iyi sonucu almak için dikkat edilmesi gereken bir çok nokta var. Ben yıllar içinde edindiğim tecrübeler sonucunda hastaların da sabırlı olup doktorlarına yardımcı olmaları gerektiğini öğrendim. Özellikle çocuk felci sekelli hastalarda iyi sonuç almak istiyorsanız doktorunuza yardımcı olmak zorundasınız ve sabırlı olmalısınız. Aşağıda sıraladığım maddeleri okuyunuz..
Çocuk felci sekeli vakalarında bacak estetiği...
Bu hastalarda amacımız hiç bir zaman iki bacak arasında santimi santimine simetriyi sağlamak değildir: Tam simetriyi yakalamak mümkün olsa bile genellikle mezura ile ölçüldüğünde iki bacak arasında tam simetrinin yakalanamadığı görülür. Bunun sebebi, tam simetriyi yakalamak için gereken implant hacmini tespit etmenin pek kolay olmaması ve her boy ve her hacimde implantların üretilmemesidir. Bu implantlar, silikon meme implantları gibi belli hacimlerle büyüyen seriler şeklinde üretilmemektedir. Örneğin meme implantlarını bir çok firma 25cc. hacim farkı ile büyüyen hacimlerde seriler şeklinde üretir (örneğin 200cc., 225cc., 250cc., 275cc....). Malesef bacak implantları söz konusu olunca bu kadar geniş seçeneğimiz yok. En geniş kataloğa sahip Eurosilicone firmasının katoloğunda bile sadece 7 boy simetrik implant ve sadece 4 boy asimetrik implant bulunmaktadır (Eurosilicone'un kataloğunu kendi sunucumuzdan indirebilirsiniz. Katalog, son güncellemede Eurosilicone'un web sitesinden kaldırılmış, bu yüzden kendi sunucumuza koydum). Bu sebeple bu hastalarda amacımız, mümkün olan en uygun implantları kullanarak bacaklardaki asimetriyi en aza indirgemektir. Hastalar, ameliyattan sonra bacaklarını santimle ölçmek yerine, bacaklarına aynada uzaktan bakmalıdır. Amacımız asimetrinin dikkat çekmeyecek seviyeye indirgenmesidir, santimi santimine simetriyi yakalamak değil... Kısa etek yada şort giydiğinizde bacaklarınızdaki asimetri dikkat çekmeyecek kadar azaldıysa; iki bacak arasında çap ölçümü bir kaç santim farklı bile olsa sonuç başarılı kabul edilir.
Bir çok hastada ince olan bacakta, hem iç hem dış bacak kası (gastrocnemius kasları) içine birer implant koymak gerekir: Bazı çocuk felci sekeli olan hastalarda etkilenmiş olan bacak o derece incedir ki, iki tarafı eşitlemek için o bacağa 2 implant yerleştirmek gerekebilir. Bacakta baldır bölgesinin dolgunluğunu veren iç ve dış gastrocnemius kaslarının her ikisi birden hastalıktan etkilenmişse, bu iki kasta da hacim kaybı vardır ve bacak bu sebeple çok ince kalmıştır. Bacak arkasında baldır bölgesinde doğal bir biçimde dolgunluk sağlamak için hem iç hem de dış gastrocnemius kasının içine birer implant yerleştirmek gerekir. Bu iki implantı aynı seansda koymak her zaman mümkün olmayabilir. Bacak çok ince kalmışsa, ilk ameliyatta bir implant koyduktan sonra aradan uzunca bir zaman beklenir. Daha sonra, bacakta oluşan gerginlik gevşeyip, cilt esnekliği tekrar kazanıldıktan sonra ikinci bir ameliyatla 2. implant konabilir. Diğer bir yöntem de ilk seansda silikon balon yerleştirip, bir süre balonun şişirilmesi ve bacakda konacak 2 implantın yerinin oluşturulması, daha sonra 2. seansda balonların çıkarılıp kalıcı silikon implantların yerleştirilmesidir. Bir kaç paragraf aşağıda bu konuda bir video var..
İyileşme, çocuk felci olmayan hastalara göre daha geç olur: Bu hastalarda zaten etkilenmiş bacakta yürüme ve koşma potansiyeli, normal bir insandaki kadar değildir. Genellikle etkilenmiş bacakta yürürken hafifçe (etkilenme miktarına bağlı olarak daha fazla da olabilir) sürüklenme görüntüsü vardır. Genellikle yürüyüş çok rahat değildir. Ameliyatta bacak kası içine implant konunca kasın eski yürüme potansiyeline (ki zaten normal bir kişidekinden daha düşüktür) tekrar kavuşması daha uzun zaman alır. Yani hem bacak kasları zayıftır, hem sekelli bacak çok ince olduğundan konan implanttan daha çok etkilenir. Hatta etkilenmiş bacağa 2 adet implant konmuşsa iyileşme süreci daha da uzayacaktır. Normal hastalar, normal yürümeye 1 hafta içinde kavuşurken, çocuk felci sekelli hastalar, eskisi gibi yürümeye ortalama 1 ay içinde kavuşurlar.
Bacak implantlarına ek olarak bazı yerlere yağ enjeksiyonu yapmak gerekebilir: Çocuk felçli hastalarda genellikle etkilenen bacakta ciltaltı yağ doku da olması gerekenden azdır. Ayak bileğinde kas kitlesi bulunmamasına rağmen genellikle yağ doku azlığından etkilenmiş tarafta ayak bileği, diğer tarafa göre daha incedir. İmplantları yerleştirdikten sonra implantların alt uçları ile ayak bileği arasına yağ enjeksiyonu yapmak gerekebilir, böylece daha doğal bir görüntü elde edilebilir.
Bazı çok ince (atrofik) bacakları olan vakalarda birden fazla ameliyat yapmak gerekebilir: Yukarıda bahsettiğim gibi bazen iki implant koymak gerekebilir. Bir seansda 2 implantın ikisini birden yerleştirmek mümkün olmazsa önce biri yerleştirilir; aradan yeterli süre geçtikten sonra 2. implant yerleştirilebilir; yada balon yöntemi uygulanır. Bu gibi durumlarda birden fazla ameliyat yapmak gerekebilir.
Aşağıdaki videoyu izleyiniz:
Videoyu aşağıda görüntüleyemiyorsanız YouTube de izlemek için buraya tıklayınız..
Sonuçta polio sekelli hastalarda...
Bu hastalarda bacak implantları ile çok iyi sonuçlar alınır.. Yalnız, polio sekelli hastalar, her iki bacağın santimi santimine eşitlenmesini beklememelidir.. Bu mümkündür, ama her zaman değil..
İyileşme dönemi, polio'lu hastaklarda çocuk felci sekeli olmayan normal hastalardan uzundur.. Ameliyattan sonra sabırlı olmalısınız..
Etkilenmiş bacak ne kadar ince ise, işimiz o kadar zor demektir. Birden fazla ameliyata ve daha uzun iyileşme dönemine ihtiyacınız olabilir..
Sonuçta etek yada şort giyebileceğiniz kadar simetri sağlanır. Buradaki amacımızın, bacaklarınız arasındaki farkın uzaktan bakan kişilerin farketmeyeceği seviyeye indirmek olduğunu unutmayınız.. Hiç kimse eline mezura alıpta bacak çevrenizi ölçmeyecektir. Bizim için önemli olan, bacaklarınız arasındaki farkedilir asimetrinin farkedilmeyecek seviyeye inmesidir.
Olası komplikasyonlar ve riskler
Bu ameliyat sonrası olabilecek komplikasyonlar genellikle yanlış implant seçimi ve implantların yanlış yerleştirilmesi sonucu oluşur. İmplantın hastaya uygun seçilmemesi sonucu görünüm kötü olabilir, implant hastanın bacağına büyük gelebilir ve dikiş hattını zorlayabilir. Bu sebeple bacak kası ve cildinde geniş nekrozlar olmuş hastalar gördüm.. Yüzeyel konmuş implantlarda implantların kenarları dışarıdan olduğu gibi görülebilir. Kas içi konmayan implantlarda nadiren de olsa yer değiştirme yada dikiş hattını içeriden zorlama olabilir. Asimetrik ve büyük hacimli implantlar yerleştirilirken ucu kıvrılmışsa dışarıdan ayak bileğine doğru, alt kısımda topak gibi bir kabarıklık ele gelebilir.. İmplant doğru seçilmişse ve doğru alana konmuşsa genellikle herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmaz.
Bu ameliyatta komplikasyonla karşılaşma ihtimali diğer bir çok estetik ameliyata göre çok çok düşüktür (gerçekçi olalım; komplikasyon ihtimali sıfır demek yalan olur; yine de çok düşüktür diyebiliriz). Bunun sebebi, ameliyat sırasında kanamanın olmaması, kas içi konan implantın tamamen stabilize olması ve uzun bir dikiş hattının olmamasıdır.
Çok nadiren hematom (ameliyat alanında kan toplanması), dikiş hattında açılma ve çocuk felçli vakalarda peroneal sinirin zedelenmesi (bacağın dış kısmına implant yerleştirirken) olabilir. Hematom oluşmuşsa boşaltılabilir, açılan dikiş hattı tekrar onarılır.. Peroneal sinir zedelenmesi oluşmuşsa genellikle 6-24 ay içinde düzelir.. Cerrahi sırasında dikkat edilirse genellikle sinir kesilmiyor, ama sağa sola çekildiği için zedeleniyor sadece..
Ben bu ameliyatta (2004-2020 arasında) sadece 1 hematom vakası gördüm.. Onda da hematom 17. gün gelişti.. Ufak bir cerrahi müdehale ile sorun kalmadı (sadece hematomu boşalttık).
Op. Dr. Oytun İdil (Plastik & Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı)
Adres: Rumeli cad. No:3 D:1 Nişantaşı, Şişli - İstanbul / Türkiye
E-mail: oytunmd@gmail.com
GSM: +90 533 569 0649 +90 505 296 5569 +90 553 985 8087
Muayenehane tel: +90 212 296 3656 +90 505 137 1393
Whatsapp: +90 533 569 0649 +90 553 985 8087